Protex Pişirme Kağıdı Kimin? Yedikten Sonra Düşünmeye Başlıyorum!
Hayatımda bazı sorular var ki, sormaktan öte, “Neden bu soruları düşünüyorum?” diye kendi kendime sormam gerek. Mesela şu an aklımda dönüp duran bir soru var: Protex pişirme kağıdı kimin? Evet, yanlış duymadınız. İyi bir yemek tarifi yaparken, malzemelerden önce, pişirme kağıdının kim tarafından üretilip hangi marka tarafından satıldığına kafa yormak, galiba bana özgü bir özellik oldu. Ama ne yapayım, bu şekilde düşünmekten de bir türlü kurtulamıyorum.
Yine de ciddiye almayın, her şeyi kafama takmaya başlıyorum.
Protex Pişirme Kağıdının Hayatımıza Girişi
Bunu daha önce hiç düşünmemiş olabilirsiniz. Çünkü çoğu insan için pişirme kağıdı, “O ne ki?” denilecek kadar sıradan bir malzeme. Ama işin içinde Protex pişirme kağıdı varsa, durum değişiyor. Pişirme kağıdının markasını bileceksiniz ki, Protex ile ne kadar “premium” bir seçim yaptığınızı içten içe hissedebilesiniz.
Ama bir yandan da şöyle düşünüyorum: Bu kadar dikkatle aldığım pişirme kağıdını, yemekleri fırına koyduğumda hiç göremiyorum! Sadece fırından çıkan kekin altına bakınca anlıyorum ki, o Protex kağıdı olmasa muhtemelen her şey birbirine karışacak. Fırına koymadan önce, “Bir dakika, bu pişirme kağıdının markası neydi?” diye aklımda dönüp duruyorum. Öyle bir an geliyor ki, pişirme kağıdının üzerindeki küçük yazıyı okurken, bu kadar dert etmeye gerek var mı diye düşünmeden edemiyorum.
Ama o kağıdın verdiği güvenin yeri ayrı, kabul ediyorum.
“Protex Pişirme Kağıdı Kimin?” Sorusu Hızla Derinleşiyor
Bir gün, arkadaşım Duygu’yla fırında kek yapıyoruz. Yine o sırada gözüm Protex pişirme kağıdına kayıyor. Dedim ki: “Duygu, bu Protex pişirme kağıdı kimin? Niye hep Protex?” Duygu şaşkın bir şekilde bakıp, “Neden bu soruyu sormak zorundasın?” diyor. O kadar anlamlı bir soru sormuşum gibi, bazen kendi kendime gülüyorum.
Sonra bir iç ses geliyor:
“Evet, Protex pişirme kağıdı kimin sorusu evet, evet, tam da burada kendini gösteriyor. Yani bir pişirme kağıdının markası ve üreticisi kim olursa olsun, bu kağıt bizi nasıl etkiliyor?”
İşte o an, düşündüm: Kimse bunun üzerinde durmaz ama aslında düşündüğümüzden daha önemli bir soru bu. İyi bir yemek yapmak için mutfakta, her malzemenin üzerine kafa yormalıyız. O yüzden, pişirme kağıdının marka tercihi de, bilinçli bir yemek tarifi kadar önemli! Ve evet, haklısınız, bu kadar takılmaya gerek yok ama ben insanım ve beynim bazen böyle işliyor.
Sokak Mutfakları ve Pişirme Kağıdı
Geçen gün sokakta yürürken gözlerim hemen fırıncıların vitrinine kaydı. O an düşündüm ki, “Sadece tatlılar ve ekmekler değil, pişirme kağıdının da bir markası olmalı!” Bir fırının önünden geçerken, o pişirme kağıtları, sanki her biri birer sır taşıyor gibi bana bakıyordu.
Birkaç adım sonra, takıldım! Pişirme kağıdının markası, neredeyse yediğimiz her şeyin kalitesini belirliyor olabilir mi? Düşünsenize, bir tatlının üzerinde Protex kağıdı var, diğerinde farklı bir marka. İkisinin tatları arasındaki fark ne kadar büyük olabilir?
Tabii, bu kadarla sınırlı kalmıyor. Geçenlerde çok sevdiğim bir fırından aldım ve pişirme kağıdını fark ettim. Arkadaşım Hakan’a soruyorum: “Bunu Protex mi koymuş?” Hakan, “Aynı pişirme kağıdı markasını yediğimizde, tıpkı bir gün daha önce yediğimiz yemeğin lezzetiyle olan bağ gibi bir fark var gibi hissediyorum,” diyor. Evet, yemekle ilgili en derin analizim bu kadar oldu. Hayat çok garip.
Peki, Sonunda Ne Oluyor?
Protex pişirme kağıdı, her zaman yeri doldurulamaz bir yer tutuyor. Yemeklerde, fırına koyduğumuzda hiç de önemsemediğimiz bu basit şey, aslında bazen tüm yemeğin kaderini belirliyor. Ama şöyle bir şey var: İnsan bir süre sonra sorgulamaya başlıyor: “Protex pişirme kağıdını kim buldu, kim düşündü, hangi aşçı ya da hangi ev kadını bu fikri ilk kez keşfetti?”
Ve asıl soru: Pişirme kağıdının mucidi, bir fırına girdiklerinde, markayı görünce gülümsüyor mu? “Evet, benim bulduğum kağıt şimdi fırınlarda kullanılıyor,” diye mutlu oluyordur belki.
İç Sesimle Baş Başa
Bir yanda hayatın karmaşası var, diğer yanda Protex pişirme kağıdı kimin sorusunun peşinden gidecek kadar takılmaya başladım. İç sesim diyor ki:
“Ya sen ne yapıyorsun, başka işin yok mu? Bu kadar kafa yorulacak bir şey mi?”
Ve ben de şöyle cevaplıyorum: “Tabii, belki de bir gün Protex, gerçekten de bana bir ödül verir. En çok sorgulayan müşteri ödülü falan. Kim bilir?”
Ama şunu da unutmamak gerek, bazen de hayatın ne kadar basit bir şekilde yürümesi gerektiğini hatırlıyorum. Çünkü o pişirme kağıdı, sadece yemekleri kurtarmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi çok daha fazlasına zorluyor.
Bence biraz takılmak da gerek. Ve evet, Protex pişirme kağıdının kimin olduğunu hala öğrenemedim. Ama belki de işin sırrı, bu soruyu sormaya devam etmekte.